Tarihçesi

Yukarı Mezopotamya olarak bilinen Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kurulan Ceylanpınar'ın tarihi M.Ö. 5.000’li yıllara dayanmaktadır. İlçede, Asurlular, Hititliler, Abbasiler, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi devlet ve imparatorluklar uzun yıllar hâkimiyetini sürdürmüştür.

Asurlar döneminde kurulmuş olan Mırri Mutani devletine başkentlik yapan Ceylanpınar, bu dönemde Vaşşugar olarak anılmaktaydı. Bütün bu medeniyetlerin izlerine Büyük Kepez ile Küçük Kepez Tepesi mevkilerinde rastlanmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ceylanpınar'ın mülki yönden bağlı olduğu idari birim bugün Suriye sınırları içerisinde kalan Resulayn ilçesidir. Osmanlı döneminde uygulanan toprak sisteminde, bugünkü Ceylanpınar ile Resulayn bölgesi "has arazisi" niteliğindeydi. Bu bölgenin en son sahibi İbrahim Paşa'dır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasından ve Anadolu topraklarının çeşitli devletlerce işgal edilmesinden sonra kazanılan Kurtuluş Savaşı'yla, Şanlıurfa ili ve Ceylanpınar'ın toprakları işgalden kurtarılmıştır. Ankara Antlaşması, Türkiye ile Suriye arasında imzalandıktan sonra, sınırı 1921 tarihinde Çoban Bey İstasyonu'ndan Nusaybin'e kadar olan demiryolu belirlemiş, Resulayn Fransa'nın kontrolünde bulunan Suriye topraklarında kalmıştır.

Ceylanpınar'ın bir yerleşim yeri olarak ortaya çıkmasının başlangıcı, demiryolu üzerindeki TCDD İstasyonu ve bu istasyondaki işçilerin yapmış olduğu evler ile civarındaki birkaç çadırdır. 16 yıl sonra, 1937 yılında Ceylanpınar nahiye statüsüne kavuşmuş ve 1960 yılında Belediye kurulmuştur. İl merkezine 141 kilometre uzaklıkta olan Ceylanpınar, 14.01.1982 tarihinde çıkartılan 2585 Sayılı Kanun'la bağlı bulunduğu Viranşehir'den ayrılarak ilçe haline gelmiştir.

İlçe’nin kadim dönemi ile ilgili kesin bilgi olmamakla birlikte tarihinin çok eskilere dayandığı sanılmaktadır. MÖ.2000’lerde Hititlerin ve Asurluların hakimiyetine giren yöre MÖ.612’de Babillerin sınırları içerisinde kalmıştır. Daha sonra Medler ve Persler yöreye egemen olmuş, Büyük İskender’in MÖ.332’de Anadolu’daki Pers hakimiyetine son vermesinden sonra Urfa yöresi ile birlikte Birecik de Makedonya Krallığı’nın egemenliği altına girmiştir. Büyük İskender’in ölümünden sonra Seleukoslar yöreye hakim olmuş, bunu Osrhoene Krallığı ve Romalılar izlemiştir. Roma’nın 395’te ikiye ayrılmasından sonra bölge, Doğu Roma (Bizans) sınırları içerisinde kalmış, Bizanslılar ile Sasaniler arasında sık sık el değiştirmiştir. Yöre, Miladi 640 yılında İslam toprağı haline gelmiş, 661 yılından itibaren Emeviler, 750’den itibaren ise Abbasiler tarafından yönetilmiştir.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Selçuklular bu bölgeye kadar uzanmıştır. (1087) Urfa’nın Zengiler tarafından alınmasından sonra Urfa yöresi ile birlikte Ceylanpınar da Musul Atabeyleri’nin eline geçmiş, daha sonra Eyyübiler ve Selçuklular arasında zaman zaman el değiştirmiştir. Moğol istilasına uğrayan yöre, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi (1517) sırasında Osmanlı topraklarına katılmıştır.

I. Dünya Savaşı’ndan hemen sonra bölgeyi İngilizler işgal etmiştir. Cumhuriyet’in ilanından sonra 1937’de Viranşehir’e bağlı bir bucak olmuş, 1960’ta belediye teşkilatı kurulmuştur. 1982 yılında da Şanlıurfa iline bağlı bir ilçe konumuna getirilmiştir.

Coğrafi Durum

Ceylanpınar; Güneydoğu Anadolu bölgesinde Şanlıurfa iline bağlı, merkeze 142 km uzaklıkta yer alan bir sınır ilçesidir. 14.01.1982 tarihinde ilçe statüsüne kavuşan Ceylanpınar’ın komşu il ve ilçelere ulaşımı karayolu ve demiryolu ile sağlanmaktadır.1960 yılında belediyesi kurulan Ceylanpınar’ın tarihi M.Ö. 5000 yıllarına dayanmaktadır. Asurlular, Hititliler, Abbasiler, Bizans İmparatorluğu, Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yer alan Resulayn, (Sere Kaniye-Kaynakbaşı) Habur çayı ve kaynak başına su içmeye gelen ceylanlardan ismini alan Ceylanpınar, Mitanni devletine de başkentlik yapmıştır. Bölgede Akdeniz iklimi ile güneydeki çöl iklimi hüküm sürer. Yaz ayları çok sıcak ve kurak, kış ayları ise serindir. Kasım ayında başlayıp nisan ayına kadar süren düzensiz yağışlar mevcuttur. Özellikle Atatürk Barajı’nın hizmete girmesiyle nem oranında artış olmuş, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık oranında artış olmuştur. Meteoroloji tarafından yapılan ölçümlere göre Türkiye’de en sıcak (47,6 °C) yerlerin başında Ceylanpınar gelmektedir.

Meteoroloji istasyonunun koordinatlarına göre ilçe merkezi 36 derece 50 dakika kuzey enlemi, 39 derece 55 dakika doğu boylamlarının kesiştiği noktada olup denizden yüksekliği 398 metredir.

1.761.261,29 dekarlık alanı ile dünyanın en büyük çiftliğinin bulunduğu Ceylanpınar’ın yerleşim yeri olarak ortaya çıkması 1921 yılına dayanmaktadır. Devlet Demir Yolu İstasyonu’nun bulunması ve Devlet Üretim Çiftliği’nin iş gücü ihtiyacından dolayı komşu il ve ilçelerden sürekli göç alarak 1937 yılında nahiye statüsüne kavuşmuştur. Ceylanpınar’ın esas gelişimi ise 1943 yılına rastlar. 3130 sayılı kanunla Zirai Kombinalar Urfa Grup Amirliği adıyla kurulan ve daha sonra Devlet Üretme Çiftliği (D.Ü.Ç.) adını alan şimdiki Tarım İşletmesi’nin sağladığı ekonomik kaynaklar Ceylanpınar’ın gelişmesini sağlamıştır. Oldukça geniş ve düz bir alan üzerine kurulmuş bulunan Ceylanpınar’ın topraklarının yaklaşık %90’ı tarıma elverişli olup yer altı suları açısından oldukça zengin olan yörede derin su kuyularının açılmasıyla sulu tarımsal ekimin yapılmasında artış sağlanmıştır. İlçe sınırları içerisindeki toprakların büyük kısmı Tarım İşletmesi’ne aittir. Ceylanpınar Tarım İşletmesi, yaklaşık 50 yıldır bölgede yaptığı ve elde ettiği tarımsal üretim, yetiştirme ve eğitim faaliyetleriyle bilgi ve deney birikimine sahip büyük bir tarım laboratuvarı halindedir. Tarımsal alanda; bitkisel üretim, kuru ziraat ve sulu ziraatta başlıca; buğday, mercimek, pamuk, mısır, yonca, tohumluk fiğ, nohut ve bahçe kültürleri üretilmektedir. Hayvansal alanda ise sığırcılık, koyunculuk ve ceylan besiciliği yapılmakta olup, nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan ceylanlar koruma altına alınmak suretiyle sayısında artış sağlanmıştır. 

İdari Sosyo-Ekonomik Durum

Ceylanpınar 1937 yılında bucak, 1982 yılında ise ilçe statüsüne kavuşmuştur. İlçeye bağlı 35 köy ve 14 mezra bulunmaktadır. Merkezde 1 belediye ve 11 mahalle muhtarlığı bulunmaktadır. Doğuda Kızıltepe, batıda Akçakale, kuzeyde Viranşehir ilçeleri, güneyde ise, Suriye’nin Resulayn ilçesi ile çevrili olan ilçenin, Şanlıurfa il merkezine uzaklığı 150 kilometredir. Halk ile devlet arasındaki ilişkilerde 12 Eylül 1980 tarihinden sonra istenen olumlu gelişme gerçekleşmiş, devlet ile vatandaşlar arasında uyumlu bir diyalog kurulmuştur.

İlçede sağlık hizmetleri; 50 yatak kapasiteli 1 Devlet Hastanesi, 2 Merkez Sağlık Ocağı, Muratlı Köyü Sağlık Ocağı, Karataş Köyü Sağlık Evi ve 1 Verem Savaş Dispanseri’nde verilmektedir. Sosyal yaşantı bakımından ilçede kapalı toplum yapısı hakimdir. Halkın çoğunluğunun ilçe dışından ve değişik yerlerden gelmiş olması nedeniyle karşılıklı etkileşim çok zayıftır. İlçede büyük çapta sosyal hareketlilik yoktur.

Sinema ve tiyatronun bulunmadığı ilçede FM bandından yayın yapan 1 adet mahalli radyo bulunmaktadır. Ayrıca özel gün ve geceler için Tarım İşletmesi Müdürlüğü’ne ait sinema salonu kullanılmaktadır. Canlı mahalli ağız özellikleri de bulunan günlük konuşmada düzgün bir Türkçe konuşulur. Ayrıca ilçede Arapça ve Kürtçe bilenler de bulunmaktadır. Vatandaşların doğum, nişan, düğün ve ölüm gibi toplumsal törenlerde birbirlerine bağlıkları bir hayli fazladır. Düğünlerde; sağdıçlık, kına gecesi ve kirvelik gibi birçok gelenek hala canlılığını korumaktadır.

İlçede sosyal sıkıntının bir yönünü konut sorunu oluşturmaktadır. Bu sorun ülke genelinde olduğundan daha büyük boyutlardadır. Halkın ev yapabileceği arazisi bulunmadığından hazine arazileri üzerinde gecekondulaşma çok yaygındır. Evler büyük çoğunlukla bir-iki odalı, küçük, çatısız ve toprak yapılardır. Son yıllarda betonarme yapılarda bir artış söz konusudur. İlçede konut yönünden en elverişli durumda bulunan yerleşim yeri Afganistan'dan gelen soydaşlarımızın iskan edildiği Evrenpaşa Köyü’dür. Bu köydeki 214 konut devlet tarafından yapılmıştır.

İlçede iş ve çalışma hayatı sosyal yapının en canlı bölümünü oluşturmaktadır. Tarım İşletmesi’nde 83 memur, 1165 daimi işçi ve 3 geçici işçi, 26 sözleşmeli güvenlik görevlisi olmak üzere toplam 1277 personel istihdam edilmektedir. Köy Hizmetleri Proje Müdürlüğü’nde daha önceleri toplam 245 personel çalıştırılmakta iken bu kurumun 1995 yılında Akçakale ilçesine nakli nedeniyle şu anda hizmetler, 1 personel şefi ve 21 işçi ile yürütülmekte olup, bu rakam iş durumuna göre azalıp, artabilmektedir.

Köylerde yaşayan halkın büyük bir çoğunluğu geçimini Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nce kiraya verilen daha sonra 1998 yılında tapuları dağıtılan çoğunlukla 40'ar dekar arazilerden sağlamaktadır.

2017 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre ilçenin toplam nüfusu 86.027’dir. Ceylanpınar, kara ulaşımı yönünden ciddi bir hareketlilik göstermektedir. Yıllık araç ortalaması 150.000’dir. Dünyanın en büyük tarım işletmesinin ilçemizde olması bu trafiğin fazla olmasında en büyük etkendir.

Bağlı bulunduğu Şanlıurfa iline 150, Viranşehir ilçesine 50 ve Kızıltepe ilçesine 70 kilometre uzaklıktadır. Ayrıca ilçeyi doğudan Mardin, batıdan da Gaziantep iline bağlayan bir demiryolu hattı mevcuttur. Mevcut demiryolundan ortalama günlük 3, yıllık da 1.000 tren geçmektedir.

Ceylanpınar topraklarının büyük çoğunluğunun Tarım İşletmesi’ne ait olması iş alanları yaratmış ama diğer taraftan köy sayısının az olmasına neden olmuştur. Halkın büyük çoğunluğu Tarım İşletmesi’nde daimi veya geçici işçi olarak çalışarak geçimlerini sağlamaktadır. Son yıllarda yeni iş alanlarının açılmaması ve iş imkânlarının sınırlı olması, ilçeye olan göçlerin durmasına neden olmuştur. Ceylanpınar son yıllarda şehir alt yapısındaki çalışmalar ve eğitim alanında yapılan yatırımlar ile yeni bir çehre kazanmıştır.